Sevgili okuyucularım;

Son zamanlarda siyasi, sosyal ve uluslararası diplomatik olumsuzlukların alanında komşu ülkeler ile karşılıklı işbirliği ve diğer çıkarlar konuları tartışıla bilir akımının odak noktası haline dönüşen İran; İnsan hakları ihlallerinde dünyanın önde gelen devletleri sırasında 21.cı konuma yerleşmiş bulunmaktadır. İran da yaşayan azınlıkların değil, büyük çoğunluğunu oluşturan, 80 milyondan çox nüfusun üçte birini oluşturan aslen Azerbaycan kökenli İran Güney Azerbaycan Türkleridir. Tahran’ın büyük çoğunluğu,Tebriz, Erdebil, Zencan ve Urimiye bölgelerinde tamamen yaşayanlardan oluşmaktadır. Tahran’da nüfus çoğunluğunun dışında, tamamen ticari hayatına hükmetmektedirler. Çok heterojen etno -linguistik kültürel geleneklerini (etno-dinsel kimliklerin ürettiği sosyo-kültürel alanın toplumsal yansımalarını kimliklerin tarihsellik ve ilişkisellik içinde kavranması gerektiğine işaret ederek, kimliğe 'içsel' ve 'özsel' anlamlarla, yaklaşımları da sorgulama arasındaki doğurgan gerilimleri yansıtılmaya çalışılmaktadır.

İran vatandaşlığı altında ezilen Azerbaycan Türkleri ve Türkmenler, çok farklı sosyoekonomik koşullar altında yaşamlarını sürdürmektedirler. Fars dillini kullanmayan nüfusun İran'daki oranı yaklaşık % 50 sini oluşturmaktadır. Bu nüfusun önemli bir bölümünü oluşturmalarına rağmen İran’da Güney Azerbaycan Türkleri, kendi dillerinde yayın ve eğitim gibi önemli kültürel haklara sahip değillerdir. Sahip olabildikleri kısmen gelenekleri ile kültürlerini sürdüre bildikleri sinema ve TRAKTÖR isimli bir Spor Kulübüne sahip olmalarıdır.

Bu arada, Azerbaycan Başsavcısı Kamran Aliyev 30 ve 31 Ağustos tarihlerinde İran'a gitti. Gezisi sırasında ülkenin yasal ve adli makamlarının liderleriyle toplantılar yaptı. Azerbaycan Başsavcılığı basın servisine göre, Kamran Aliyev'in 31 Ağustos'ta İran İçişleri Bakanı Alejandro Wahidi ile yaptığı görüşme, uyuşturucu ve psikotropik madde kaçakçılığı ve arayanların cezai sorumluluğa aktarılması da dahil olmak üzere çeşitli suç tezahürleriyle mücadele etmek için iki ülkenin ticari ilişkilerin geliştirilmesinin önemini vurguluyor. Güvenlik ve kolluk kuvvetleri alanında karşılıklı işbirliği ve diğer her iki ülkenin de menfaat içerikli konuları görüşülerek görüş birliğine varmışlardı. 

Diğer bir yandan ise, İran Azerbaycan’la olan Gümrük kapılarında sebepsiz ve isnatsız Azerbaycan vatandaşları üzerinde estirdiği yıldırma politikaları ve Gümrük işlemlerinde Azerbaycan vatandaşlarını beklettikleri izlenmektedir. Sebep Azerbaycan’ın Ermenistan’la olan ilişkilerin gelişmesini arzu etmemeleri, Azerbaycan’ın bölgedeki son gelişme konumunu kabul edemeyerek, Ermenistan’la olan sınırlarında değişme olabileceği endişesi ve Azerbaycan’ın Ticari taşımacılığının ŞUŞA, Zengezur dehlizi üzerinden yapılmasının ülke ekonomisinde yaratacağı erozyonlar ve içindeki Türk nüfus hareketselliklerinden oluşan iç güvenlik endişelerinden kaynaklanmaktadır. 

İran aynı zamanda kendi içinde aydın vatandaşlarına da adaletsiz, hukuka aykırı tutum içerisinde olduğu görülmektedir. Örnek; Türk dili hakları savunucusu İlirza Farşi, Genel Mahkeme'nin 101. Ceza Dairesi tarafından, 11 ay 15 gün hapis ve 50 şok uygulama cezasına çarptırılıyor.  Azerbaycan vatandaşı aktivist Abbas Lisani, sağlık tedavi için gittiği İran’da, süre uzatamadığı için Erdebil hapishanesine tutuluyor. Saymakla bitmeyen, Azerbaycan’ karşı İran’ın dost hane olmayan tutumu Azerbaycan’da endişeler yaratmaktadır.

Bütün bunlara rağmen Azerbaycan ve Ermenistan liderleri, İlham Aliyev  ve  Nicolas  Paşinyan’la  3 Ağustos'ta Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel aracılığıyla Brüksel'de tekrar bir araya geldiler. “Charles Michel, “üç yönlü toplantının açık ve verimli olduğunu, Güney Kafkasya'daki son olayları ve Avrupa Birliği ile her iki ülke arasındaki ilişkileri masaya yatırdıklarını söylüyor.”  “Taraflar, iki ülke arasında bir barış anlaşması hazırlanmasına yönelik çalışmaları hızlandırmak için bir anlaşmaya vardılar.”diyor. “Azerbaycan ve Ermenistan Dışişleri bakanları metin projeleri üzerinde çalışmak üzere önümüzdeki ay içinde bir araya gelecek. Toplantıda ayrıca kara mayınlarının kaldırılması, depolama tesisleri ve kayıpların kaderi gibi insani konular da ele alındı. Taraflar, sınırların sınırlandırılması konusunda yapılan çalışmaları gözden geçirdiler ve Kasım ayında Brüksel'de yapılacak bir sonraki sınır komisyonları toplantısı konusunda anlaşmaya vardılar” diyor. Avrupa Konseyi Başkanı,  “her iki tarafta çalışmaları kalıcı barış için hazırlamanın önemini vurguladı”  diyor.

İran, ortak yaşam kapsamında bölgesel çıkarlara ve barışa endeks’li olmayan hareketlerden kaçınması gerektiğini unutmamalıdır. “Bir devletin yaşamı ve  devamlılığı komşularıyla olan barışsal ve sulhsal tutumunu sürdürmesine bağlıdır.

Sağlıklı yaşayın, sağlıcakla kalın.

Seyfettin Ayakyay